Lipton Matthews - Sanayi Devrimi'nin Britanya'da Gerçekleşmesine Neden Olan Faktörler Nelerdi? Hayır, Kölelik Değildi
Trans-atlantik köle ticareti ile Britanya'daki endüstriyel kalkınma arasındaki
bağlantı, kamuoyundaki tartışmalarda yinelenen bir temadır. Köle ticaretinin
kârlılığı nedeniyle Britanya'nın Afrikalıların torunlarına tazminat ödemesi
gerektiği, zira köleliğin bazı kurumların zenginleşmesine yardımcı olduğu
yönünde yaygın bir varsayım vardır. Köle ticaretinin kâr getirdiği doğrudur, ancak
ekonomiye katkısı marjinaldir. Sanayi Devrimi'nin itici gücü köle ticaretinden
ziyade teknolojik değişim olmuştur.
Köle ticaretinin kârlılığını inceleyen araştırmalar, İngiliz beşeri sermayesinin ve
kurumsal yeniliklerin ticaretin uygulanabilirliği üzerindeki etkisini hesaba
katmakta da başarısız olmuştur. Köle ticareti tarih boyunca her yerde
görülmüştür, ancak Batılı olmayan toplumların köle ticaretinin uygulanabilirliğini
artırmak için beşeri sermayeyi nasıl kullandıkları hakkında çok daha az şey
biliyoruz. Eğer beşeri sermaye ve kurumlardan yararlanılmamış olsaydı, transatlantik ticareti Britanya ve Avrupa'daki emsalleri için yetersiz getiriler
sağlayacaktı.
Ekonomistler, tüm bölgelerin küresel ölçekte ticareti verimli bir şekilde
gerçekleştirebileceğini varsaymakla yanılmaktadır. On sekizinci yüzyıldan önce
Avrupa'da denizcilik zaten kaliteli işgücü istihdam eden yüksek teknolojili bir
sektördü. Denizcilik sektöründe çalışanlar yüksek beşeri sermayeye sahip
olmalarıyla biliniyordu ve bu konuda İngilizler özellikle yetenekliydi. Avrupa
sadece sofistike gemiler inşa etmekle kalmamış, aynı zamanda gemi
personelinin kalitesini de nispeten yüksek tutmuştur.
Stephen D. Behrendt, Liverpool'un İngiliz köle ticaretindeki nihai hakimiyetinde
beşeri sermayenin önemli bir faktör olduğu görüşündedir. Deneyimli personelin
mevcudiyeti, tüccarların Afrika'da girişimler düzenlemesini ve pazar
seçeneklerini genişletmesini kolaylaştırdı. Beşeri sermaye konusunda bir sıkıntı
yaşanması köle ticaretinin verimliliğini ciddi şekilde sekteye uğratabilirdi.
Örneğin, Londra'da deneyimli personelin yetersiz olması Afrika'daki ticaret
hacmini yılda 15-25 seferle sınırlıyordu.
Köle ticaretinde başarı ayrılmaz bir şekilde beşeri sermaye ve organizasyonla
bağlantılıydı. Afrikalılar ve Araplar yüzyıllar boyunca köle ticareti yaptılar, ancak
Avrupalıların yaptığı gibi rekabet gücünü önemsiz bir düzeyin ötesine
taşıyabilecek resmi yapılar inşa edemediler. Hollanda Doğu Hindistan Şirketi,
Hollanda Batı Hindistan Şirketi ve Kraliyet Afrika Şirketi gibi kurumlar Avrupa
ticaretinin verimliliğine yardımcı olmak için kurulmuştur. Avrupalılar sömürü
işine ekonomik bir yöntem uyguladılar ve bu konuda en başarılı olanlar da
İngilizlerdi.
Hollanda, Danimarka ve Fransa'nın köle ticaretine ilişkin literatür, bu ülkelerdeki
tüccarların köle ticaretiyle bağlantılı sorunları en aza indirmek konusunda daha
az donanımlı olduklarını göstermektedir. En yakın rakibi Britanya'nın aksine
Fransa, on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda girişimcilik ve bankacılık
faaliyetlerini modernize edememiş ve bunun sonucunda finans sektöründeki
yenilik eksikliği endüstriyel genişlemeyi engellemiştir. Bununla birlikte, İngiltere
köle ticaretinin performansını artırmak için çeşitli stratejiler izlemiştir.
Nicholas Radburn, Britanya'nın ticaretteki başarısının nedenini "dipteki
senetler" (bills in the bottom) kredi mekanizmasına bağlamaktadır: "İlk olarak
1750'lerde Liverpool tüccarları tarafından uygulamaya konulan bu yöntemde
tüccarlar, Amerikan köle satışlarından elde ettikleri gelirler için, esirleri teslim
eden gemide ya da 'dipte', ürün ya da yetiştiricilerin kendi tahvilleri yerine
kambiyo senetleri alıyorlardı. Bu senetler İngiliz bankerler tarafından düzenlenip
garanti ediliyordu ki bu da daha önce yalnızca gemi kaptanı ile yetiştirici ya da
fabrikatör arasında yapılan kredi anlaşmalarından farklıydı."
Bu senetler, aile ve akrabalık bağlarına dayanan şahsi ağları önemsizleştirerek,
modern finans kurumlarının ortaya çıkmasına yol açan daha geniş işbirliklerini
teşvik etti. Robin Pearson ve David Richardson'ın araştırmalarından alıntı yapan
Radburn, bu tür senetlerin kullanımının Fransızlar ve İngilizler arasındaki
performans farkını açıkladığını iddia etmektedir:
Pearson ve Richardson'a göre "dipteki senetler", "[İngiliz köle ticaretinin] 1750
ile 1807 yılları arasında eşi benzeri görülmemiş bir şekilde genişlemesini teşvik
etmiş" ve İngiliz köle tacirlerinin 1730'larda ticaretin başına bela olan kolonyal
borç güvenliği tuzaklarından kaçmasını sağlamıştır. Buna karşılık Fransız köle
tüccarları on sekizinci yüzyıl boyunca "üçgen ticaret" yöntemini kullandılar; bu
yöntemde köle tüccarı kaptanlar satışlarının bir kısmını tropikal mallar olarak
eve getirirken, bakiyeyi doğrudan yetiştiricilere kredi olarak veriyorlardı.
Sigorta, İngiliz köle ticaretini teşvik eden bir diğer kilit mekanizmaydı. Gemiler
ve insan yükleri için sigortanın mevcudiyeti, bir kayıp durumunda riskleri
azaltarak köle ticaretini teşvik etti. İngiliz köle ticareti, bu mekanizmaların
devreye girmesi sayesinde insan ticaretini mümkün kılarak kâr elde etmiştir.
Köle ticaretini tartışmak duyguları harekete geçirir, ancak bu aynı zamanda ticari
bir faaliyetti ve iş dünyasında daha iyi organize olmuş ve daha zeki insanlar
rakiplerinden daha iyi performans gösterecektir.
Gerçekten de köle ticareti korkunçtu, ancak mantık duyguları yatıştırmalıdır.
Konuyu analiz ettiğimizde, köle ticaretinin Britanya ve Avrupalı akranlarının
beşeri sermayesi ve kurumsal avantajları sayesinde kâr getirdiği açıkça ortaya
çıkmaktadır. Köle ticareti Avrupalılara özgü değildi, ancak Avrupalı beşeri
sermaye nedeniyle nispeten daha fazla başarılı oldu. Dahası, eğer insanlar
geçmişte yaşanan zulümler için özür dilemek istiyorlarsa, Afrikalılardan ve
Araplardan da köleliğe ve köle ticaretine dahil oldukları için kefaret talep
etmelidirler.
Bazıları kendilerini rahatlatmak için Avrupa'nın başarısını köle ticareti ve
kolonyalizm gibi sömürücü faaliyetlere bağlayabilir, ancak gerçek şu ki
Avrupa'nın refahı büyük ölçüde beşeri sermaye ve Avrupai kurumların bir
sonucudur.
Çeviren: Howard Phillips
Orijinal Yazı: https://mises.org/wire/what-drove-industrial-revolution-britain-it-wasnt-slavery
1.
https://www.bl.uk/restoration-18th-century-literature/articles/britainsinvolvement-with-new-world-slavery-and-the-transatlantic-slave-trade
2.
https://www.ft.com/content/945c6136-0b92-41bf-bd80-a80d944bb0b8
3.
https://www.researchgate.net/publication/23565372_The_Importance_of_Slav
ery_and_the_Slave_Trade_to_Industrializing_Britain
4.
https://hal.science/hal-03354873/file/article.pdf
5.
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0014498314000163
6.
https://www.cambridge.org/core/books/abs/liverpool-and-transatlanticslavery/human-capital-in-the-british-slavetrade/8FA566F73ED21ABEB3BFC2662766CAF6
7.
https://shs.hal.science/halshs00671040/file/Slave_trade_and_slavery_on_the_Swahili_coast-T._Vernet_.pdf
8.
https://www.persee.fr/doc/outre_0300-9513_1975_num_62_226_1834
9.
https://www.persee.fr/doc/outre_0300-9513_1972_num_59_214_1577
10.
https://www.cambridge.org/core/journals/journal-of-economichistory/article/abs/keeping-the-wheel-in-motion-transatlantic-credit-termsslave-prices-and-the-geography-of-slavery-in-the-british-americas17551807/0E22287ECE02D4CB1DCF906BF60A5E01
11.
https://www.researchgate.net/publication/332684997_Insuring_the_Transatla
ntic_Slave_Trade
Yorumlar
Yorum Gönder